Daily Archives: Nisan 20, 2011

SEÇİMLERİN AKP İKTİDARININ KONTROLÜNDE YÜRÜTÜLMESİ

Ülkemizde yakın geçmişte yapılan yerel ve genel seçimlerin her biri hakkında “hile ve usulsüzlük” iddialarıyla karşılaşmayanımız var mı?

Ya da haziran ayında yapılacak seçimler öncesinde siyasi sohbetlerimiz dönüp dolaşıp hep aynı şüpheye takılmıyor mu?

12 Haziran’da yapılacak seçimin tüm sonuçlarını YSK’ya Adalet Bakanlığı’na bağlı Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bildirecek, YSK da oradan gelen sonucu açıklayacak ve seçim sonuçları kesinleşmiş olacak. Yani 12 Haziran’da gerçekleştirilecek sözde seçim, A’dan Z’ye her şeyiyle siyasal iktidarın gözetim, denetim ve kontrolü altında yapılacak, sonuçları da iktidar açıklayacak.

Eskiden seçim işleri bir yüksek yargı organı sayılan ve deneyimli yargıçlardan oluşturulan Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) denetimi ve gözetiminde yapılırdı. Seçmen kütüklerini YSK hazırlar, seçim bölgelerinde seçimler hakim teminatı altında yapılır, seçimlerin kesin sonuçlarını YSK açıklardı. YSK’nın verdiği kararlar da kesin olurdu. Hatta parlamento seçim tarihini belirlemeden önci YSK’dan görüş alır, oradan gelen görüşe uygun bir seçim tarihi saptanırdı.

AKP iktidarı döneminde seçmen kütüklerini İçişleri Bakanlığı’na bağlı Vatandaşlık ve Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü hazırlıyor, artık göstermelik olmaktan öteye geçemeyen YSK oradan gelen listeyi geçerli sayıyor. Haydi diyelim ki buraya kadar her şey normal, doğru ve dürüst bir şekilde yapıldı, seçmen sıfatı kazanan herkes listelere yazıldı ve özgürce oylarını kullandı, demokrasi tıkır tıkır işledi.

İşin bundan sonrası oldukça ilginç ve hayli düşündürücü.

YSK’nın görev alanındaki seçmen kütüğü, çıkarılan yasa ile iktidarın kontrolündeki İçişleri Bakanlığı, NVGİM ve TÜİK tarafından belirleniyor. O halde YSK’daki “Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü” ne iş yapıyor? Muhtemeldir ki, iktidarca belirlenen seçmen kütüklerini onaylıyor. Peki, sağlamasını yapıyor mu? Muhtarlara seçmenleri kontrol ettiriyor mu? Muhtarlara sordum, böyle bir talimat yok.

“Anayasa’nın 79. maddesine göre seçimlerin yürütülmesi, düzenlenmesi ve denetlenmesinin YSK’ya ait olduğunu, seçmen kütüklerini hazırlamak görev ve yetkisine sahip YSK’dan, 1,5 yıl önce gece yarısı çıkarılan tasarının kanunlaştırılmasıyla bu yetkilerinin alındığı…”

“YSK, doğrudan doğruya seçmen kütüklerine adrese dayalı kayıt sistemini nüfusa göre hazırlama görevini üstlenmiştir. Bu, yürütmenin hazırlayacağı seçmen kütüğü anlamına gelir. Sonuçlar da UYAP Projesi’ne uygun şekilde toplanıyor. Sonuçlar UYAP tarafından toplanıyorsa, YSK’ya bildirme görevi de Adalet Bakanlığı’na aittir. UYAP da bu bakanlığa bağlıdır. Seçmen kütükleri ve milletvekili seçimleri doğrudan doğruya İçişleri ve Adalet Bakanlıklarına, yani yürütmeye bırakılmış ise seçimin güvenliği ortadan kalkmıştır.”

Şu an seçimler tamamen iktidar kontrolündeki mekanizma tarafından yürütülüyor. Bu, Anayasa’nın 79. Maddesine aykırı. Velhasıl, seçmen kütüklerinin belirlenmesi için çıkarılan yasa da, o maddeye göre geçersiz.

İNTERNET TABANLI SEÇSIS SİSTEMİ İLE GÜVENLİ SEÇİM OLMAZ

Seçim güvenliği, mili iradenin namusu demektir. Seçime giren tüm partiler, seçim güvenliği denilen mekanizmada yer almak ve seçmenin oyunun güvenliğinden sorumlu olmak zorundadır. YSK’ya Anayasa tarafından verilen görev, punduna getirilerek elinden alınmıştır.

Seçmeni iktidar belirliyor. Seçim sonuçları iktidar kontrolündeki UYAP vasıtası ile “Havelsan” adlı şirketin “sonuca gitmesiyle, YSK’ca ilan ediliyor. YSK’nın hükmü “sonucu duyurmak”la kısıtlı. Ne SEÇSIS sistemini araştırması, kontrolü vardır, ne de seçmen belirlemede hükmü.

Nasıl olacak oy çalma işi?” derse birisi.

Oy çalmadan bahsetmiyorum zaten. O belki, sandık görevlilerinin zaafı ile yapılabilecek, küçük bir şey. Bir örnek vereyim. Kontrolün tam yapılamayacağı büyük şehirlerde, sanal seçmen üretilerek istenilen parti lehine yüklenmesi. “Seçim öncesi yönlendirici anketler, belli partileri önce gösterme şekliyle” halkı inandırarak, seçim sonuçlarının da acele ile açıklanarak, yarışa giren partileri kaybettiğine inandırıp, kontrolü kaybetmelerini sağlamak. Aşiret, tarikat ve yardımlarla baskı kurulması çabası.

Velhasıl partimiz, sadece alanlara inerek yarışı zor kazanır. Stratejik bir proje ile kara düzen mücadele sonuç vermez.

Peki mevcut durum bu. Ne yapmamız Lazım?

Cepten çek, internetten kontrol et

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), haziran ayındaki seçimlerde ilk kez, sandık seçim sonuçlarını isteyen kurumlara temin etme kararı aldı. Bu karar doğrultusunda partimiz, seçim gecesi MHP’nin internet sitesinden sandık sonuçlarının duyurulması için YSK ile temaslara şimdiden başlamalı.

YSK ile anlaşma sağlanırsa, MHP başta kendi sandık görevlileri olmak üzere tüm vatandaşları göreve davet etmeli. Seçmenlere, oy kullandıkları sandıktaki tutanak sonuçlarını, o sandığa ilişkin YSK tarafından açıklanacak ve MHP genel merkezi tarafından seçim gecesi duyurulacak sonuçlarla karşılaştırmaları çağrısı yapılmalı.

Yani, oy sayımı sonrasında hazırlanan ve bir kopyası oy verme işleminin yapıldığı merkezin kapısına asılacak sandık tutanağındaki sonuçları not etmek ya da tutanağın cep telefonuyla fotoğrafını çekmek, daha sonra o sandıktaki sonuçlarla oynanıp oynanmadığını öğrenmemiz için yeterli olacak.

Teknoloji değil, insan denetleyecek
İkinci konu ise yurt çapındaki yaklaşık 150 bin seçim sandığının başında bekleyecek MHP sandık görevlileri ve sandık müşahitlerinin belirlenmesi ve eğitimi. Belirlenecek 150-300 bin arasındaki ismin MHP Genel Merkezi ile cep telefonu aracılığıyla irtibatta olması için bir çalışma başlatılması lazım. Bu görevin il ve ilçe teşkilatlarınca da ciddi olarak desteklenmesi lazımdır. Genel Merkez, seçim gününe kadar sandık görevlilerini “random (gelişigüzel)” arayarak bilgilerini teyit ederek, aramaların seçim günü de devam edecek şekilde olmalıdır.

Seçim günü sandıkların başından ayrılmaması gereken MHP sandık görevlilerini seçim bittikten sonra son bir ödev bekliyor.

“Geçerli oy sayısı” ile MHP, AKP ve CHP’nin oylarını içeren 4 önemli bilgiyi bağlı oldukları ilçe merkezine bir an önce iletmek. İlçe merkezleri de bu verileri ivedilikle il merkezine bildirerek örneğin Kocaeli için 4 önemli seçim sonucunu elde etmelidir. 81 ilde yapılan bu uygulama ile il merkezlerinin bilgileri genel merkez bilgi veri tabanına aktarılmalıdır. Genel merkezde bu verileri paylaşmalı, sandık görevlileri gece partinin internet sitesinden kendi sandıklarıyla bu dört rakamı kontrol etmelidir.

MHP sandık görevlileri ve seçmenler, sandık sonuçlarında farklılık tespit ederse hemen Genel Merkeze haber versin ki gerekli itirazlar süratle yapılabilsin.

“Böyle yaparsak seçimleri kim kazanırsa kazansın başarısına gölge düşmez. Kimse de kimseye suç bulmaz”.

OYUMUZ SAHİP ÇIKALIM!

Saygılarımla…

LİSTELERİN ARDINDAN 2

12 Haziranda yapılacak olan genel seçimler için Genel Merkezimizin ilimiz için açıkladığı 11 değerli isim geçen gün Gebze’den Sayın Lütfü Türkkan önderliğinde bir tanıtım toplantısı gerçekleştirdiler.

Liste değerlendirmeleri bir yana, birlik ve beraberlik görüntüsü ve adayların gözlerindeki inanç pırıltıları gelecek adına umut veriyor. Ülkücü camianın özlediği, beklediği tablolar bunlar. Tabi bu toplantının Gebze yapılmasının bir anlamı olmalı. Lütfü Türkkan Gebzeli bundan daha doğal ne olabilir diyebilirsiniz. Benim bahsetmek istediğim, bunun daha farklı bir anlamı ve sonuçları olmasıdır. Kanaatim odur ki, listede yer alan Gebze kökenli 6 adayla bu seçimde Gebze çok önemseniyor. Bu bir taraftan gayet mantıklı bir seçim, doğru bir yaklaşım. Fakat Kocaeli’nin sadece Gebze’den ibaret olmadığını hatırlamak gerekir.

Rakamlarla bunu anlatmaya çalışayım;

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi`ne göre ilimizin nüfusu 37 bin 670 kişi artarak 1.459.772`den, 1.560.138`e çıkmış. Nüfus artışıyla birlikte seçmen sayımızda da artış olmuş. 2009 yılında yapılan yerel seçimlere oranla seçmen sayımız 62 bin 297 artmış. 12 Haziran`da yapılacak genel seçimlerde ilimizde 1 milyon 86 bin 308 seçmenin oy kullanacak. İlçelere göre bu dağılımsa şöyle;

İLÇELERE GÖRE SEÇMEN SAYISI

İzmit           : 225.604
Gebze         : 207.977
Darıca         :100.006
Başiskele    :  46.873
Çayırova     :  59.389
Derince       :  90.161
Dilovası       :  27.194
Gölcük         : 98.885
Kandıra        : 34.370
Karamürsel : 37.968
Kartepe       : 65.549
Körfez          : 92.332

Dilovasını’da içine katarak Gebze, Darıca, Çayırova’nın toplam seçmen sayısı 395.566 kişi yani toplam seçmen sayısının yaklaşık %37’si. Azımsanacak bir oran değil tabiî ki. Ama 11 kişilik listenin 6’sını da işgal edecek kadar çok değil. Zira bir Körfez, bir Gölcük, bir Derince, Bir Kartepe ciddi seçmen sayısına sahip. Partimizin yukarıdan aşağıya doğru listesini sıraladığımızda 1. Sırada Lütfü Türkkan (Gebze), 2. Sırada Ruhi Çavdar (Merkez) 3. Sırada İsmail Kurt (Gebze) yer alıyor. Bu listeye göre 4. Sıra adayımızında seçmen sayılarını göz önünde bulundurduğumuzda İzmit Merkez veya merkeze yakın adaylardan olması gerekiyor. Nitekim partimiz böyle bir balans yapmış ama listenin 4. Sırasına kanaatimce partimize daha çok oy kazandırabilecek daha güçlü bir ismi koyabilirdi. Sayın Hilal Elmas’ın tabanımızca bile çok tanındığını söyleyemeyiz ki Kocaeli tanısın. Dördüncü sırada yer alacak olan isim bence 3. Sıradaki adayımızın seçilebilirliğini kuvvetlendirecek hatta kendisi için bile kapıyı aralayabilecek güçte olabilirdi. Benim düşüncem Genel Merkezimizin genel kanaati Kocaeli için 2 milletvekili garanti, 3. Milletvekilini de çıkartabiliriz olmuş. Ancak listenin dördüncü sırasında eğer ilk üçü böyle hazırlamışsanız yanlış yapılmıştır. Bu durumda Sayın Ruhi Çavdar’a daha çok yük binmiştir. Gerçi Sayın Çavdar 2 dönem İl Başkanlığı yapmasından dolayı Kocaeli’ye hakimdir. Fakat %67 Sayın Çavdar’a yüklenmiştir. Bundan dolayı geri kalan %67 içinde bulunan partililerimiz Sayın Çavdar’a daha da çok destek vermelidirler. Bu dezavantajlı durumu ancak bu şekilde kapatabiliriz.

Söylemek istediğim şahıs üzerinden bir siyasetten çok MHP’nin Kocaeli’de alabileceği en yüksek oyu alıp Genel Başkanımızın bize çizdiği TEK BAŞINA İKTİDAR yolunun açılmasına yöneliktir.

FİLLER ve ÇİMENLER

Siyasi gündemin iyiden iyiye ülke gündemine oturduğu bugünlerde üç büyük siyasi partide özellikle partimizde hareketli saatler yaşandı. Şimdi milletvekilliği adayı payesi alanlar milletvekilliği payesini almak için çalışacaklar. İnsan istiyor ki ilimizde partimizin 11 adayı da seçilebilsin. Onlar bizim sesimiz olsun, seçmenlerine vekillik yapabilsinler. Ama Kocaeli gerçeğini göz önüne bulundurduğumuzda seçilebilirlik seviyesi ister istemez düşecektir. Asıl olan MHP iktidarı için ilimizden maksimum adayın meclise girmesi olacaktır.

Birde bazı gerçekler de var ki insan bunların düzelmesi gerektiğini dile getirmeden ümitli olamıyor. Kocaeli MHP ilçe teşkilatları bu seçime ne kadar hazır ve kararlı giriyor? Başarılı olabilmek için bunu sorgulamak lazım. 10 senedir tek patron tarafından yürütülen teşkilatlarımız, korkum odur ki adamcılıktan olsa gerek bir bütünlük ve tek seslilik arz etmemekte. Her teşkilattan ayrı ses çıkıyor. Şucu bucu diye ayrılan hatta yönetimlerin kendi içinde hizibleştiği teşkilatlarımız seçime girilen bu son düzlükte her zaman olduğundan çok daha fazla birlik ve beraberlik içinde olmalı. Bir zamanlar ocakta yetişen her ülkücünün almış olduğu teşkilatçılık tam anlamıyla ilçe teşkilatlarımızca özümsenmiş değil. Bunun gerekçeleri pek tabiî ki var.

Yukarıda Filler çarpışırken olan çimenlere oluyor

Önümüzdeki günlerde, amansız bir yarış ve mücadelenin sonunda galip olan taraf olan Lütfü Türkkan sanırım bu teşkilatları yeniden yapılandırma yoluna gidecektir. Cumali mi? Lütfü mü? Derken netice belli oldu. 10 senedir bu teşkilatı siyasi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışanların mağlubiyeti sonrası iktidara gitme yolunda önemli değişikliklerin olacağı bir gerçek. Bir düzen yıkılmış yeni bir dönem başlayacaktır elbet. Ama şundan o kadar eminiz ki yüreği Milliyetçi Türkiye sevdalısı insanımız Fillerin altında ezilse bile asla davasından ve kararlılığından vazgeçmeyecektir. Almış olduğu ülkücü terbiye bunu gerektirir. Bizim kararlılığımız partimizin önümüzdeki seçimlere TEK BAŞINA İKTİDAR hareketinin yegane kuvveti olacaktır. Biz bizden olanlarla değil bizden olmayanları üç hilalin altında nasıl buluştururuz? Bunun hesaplarını yapmalıyız. Demem odur ki 11 Nisan gibi her liste açıklamasının ardından oluşan travmatik durumun biran önce dağıtılıp, Kocaeli’de bütün teşkilatlarımızın bir araya gelerek birlik ve beraberlik havasını yaşaması ve bu havanın oluşmasına imkan vermek için İl Teşkilatımızın bir an evvel kolları sıvaması gerektiğidir. Listede olanı olmayanı, küskünü dargını barışığı, üzüleni sevineni büyükten küçüğe herkes ama herkes üç hilalli bayrakları elinde iktidar şarkıları söylemeli artık. Zaman birlik zamanı, zaman bir olma zamanı. Her ne kadar biz fillerin altında ezilsek de kutlu davamızın bayrağı ilelebet gönderde olacak.

Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.

Saygılarımla…

LİSTELERİN ARDINDAN

MHP’nin gerçek sahibi, çok değerli Dava Arkadaşlarım;

11 Nisan Tarihi itibariyle Genel Başkanımız Devlet Bahçeli ve heyeti tarafından Milletvekilleri aday listeleri açıklanmıştır. Başta Kocaeli ve Ülkemiz için bu neticeler hayırlı ve uğurlu olsun. Canı gönülden inanıyoruz ki MHP tek başına iktidar olacaktır ve bizler bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir ülkücü kardeşimizin şüphesi olmasın.

Ancak paylaşmak istediğim bir iki husus var ki bu da mevcut durumun tespiti için kaçınılmaz bir durumdur. Her partinin kendi iç eleştirisini yapabilmesi gerektiğine inanarak şunları söylemek istiyorum. Şöyle ki; Kocaeli’de Milletvekilliği aday adayı 27 kişinin “Ben bu partide siyaset yapmak istiyorum” diyerek yola çıktıklarında eşit şartlarda bir yarış olacağını sananlar çok sevinmişler destekledikleri adaylar için umutlanmışlardı. Hatta Partimizin üyeye dayalı bir geniş tabanlı temayül yoklaması yapması gerçekten tabanın desteklediği adayların meclise gideceği fikrini uyandırmıştı. Bu fikir Kocaeli’de partimizin ivme kazanacağı bir iç dinamiğe dönüşeceği düşüncesini doğurmuştu.  Geldiğimiz bu noktada şunu çok daha iyi anlıyoruz ki, üyelerimizin düşüncelerinin bu listelere yansımamıştır. Dolayısıyla bu yarış eşit ve adil olmamıştır. Hissi düşünce sahibi olarak değil objektif olarak sıraladığım bu düşüncelerin dayanağını aşağıda açıklamaya çalışayım.

Öncelikle yaklaşık 10 yıldır MHP’nin Kocaeli’de tek patronu olan Sayın Cumali Durmuş listelerin açıklanmasından bir hafta öncesinde hatta üye oylamaları bitmemişken bir gazetemizde gönlünden geçen listeyi açıklamıştı. Kimdi onlar bir hatırlayalım isterseniz;

  1. Ruhi Çavdar
  2. İsmail Kurt
  3. Hilal Elmas
  4. Rıza Ağdağ

(Not: Sayın Cumali Durmuş devamında şöyle demişti; Eğer listeye girmem gerekirse; beni ikinci sıraya yazabilirsiniz)

Peki Genel Merkezimizin açıkladığı listeye bakalım:

  1. Lütfü Türkkan
  2. Ruhi Çavdar
  3. İsmail Kurt
  4. Hilal Elmas
  5. Çağdaş Duyar
  6. Rıza Ağdağ

…………….

Sayın Cumali Durmuş’un gönlüne sağlık! İşte listeyi kim yapmış görün. Yani demem o ki değerli dostlar temayül memayül hikaye… KANDIRILDIK

Sayın Lütfü Türkkan ile sayın Cumali Durmuş arasındaki husumeti bilmeyininiz yoktur. Bu listede Sayın Cumali Durmuş yoksa bunun sebebi Lütfü Türkkan’dır. Oda Sayın Türkkan’ın başarısı.

 

Ben Yoksam Bunlarda Yok!

Değerli dava arkadaşlarım. Elinizi vicdanınıza koyun ve bir düşünün. Kocaeli’de oy kullanan, anketlere cevap verenler 27 aday arkadaşımızı aşağıdan yukarıya sıralamak istediklerinde lokal bölgelenmelerin dışında 6 isimden sonrasını sıralamakta oldukça güçlük çekmişlerdir. Çünkü çoğu adaylarımız teşkilatlarımızca çok tanınmıyor ve bilinmiyorlar. Dolayısıyla bizlerden referans alınması noktasında eksiklikleri olacaktır. Yani temayülün üst sıralarında yer alamayacaklardır. Üst sıralarda olması muhtemeler isimler belli. Peki kim bu 6 isim? Neden Listede değiller?

Kocaeli teşkilatlarımızın tanınmışlık ve güvenirlilik noktasında ve hatta bu partiyi ileriye taşıma noktasında teveccüh gösterebileceği isimler, sıralaması hiç önemli değil, bir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Sayın Zekai Kahyaoğlu, Eski milletvekilimiz Sayın Kemal Köse ve bu temayülde kendisine bir sıralama çıkacağına inandığım Sayın Cumali Durmuş, Eski İl Başkanımız sayın Ruhi Çavdar, bir önceki İl Başkanlığı seçimlerinde rakibi olan Sayın İsmail Kurt ve MKYK Üyemiz Sayın Lütfü Türkkan. Peki bu isimlerin hepsi neden listelerde yok? Sanırım bunun cevabını en iyi Sayın Cumali Durmuş verecektir. Gerekçem nedir? Parti teşkilatlarımızda sayın milletvekilimize tepkilerini açıkça dile getiren üyelerimizin ve partililerimizin sesleri sanırım Ankara’ya ulaşmış. Genel merkezimiz bu sesleri dikkate almış olacak ki Sayın Cumali Durmuş’u listeye koymak istememiş. Bunu anlıyoruz. Fakat Tüm parti teşkilatlarının tanıdığı, güvendiği ve desteğini alan Sayın Zekai Kahyaoğlu, 3 bin kişiyle adaylık tanıtımını yapan Sayın Kemal Köse neden listede değil? Bu isimlerin oylamalarda üst sıralarda yer aldığını tüm partililerimiz biliyor. O zaman ortaya şu sonuç çıkıyor. BEN YOKSAM BUNLARDA YOK !

Değerli dava arkadaşlarım, değerli ÜLKÜDAŞLAR tekrar üzerine basarak söylüyorum ki; bu eleştiriler partimizin önümüzdeki genel seçimlerde TEK BAŞINA İKTİDAR olma sevdamızı engellemez, hissi davranıp bir kenarda durmamızı gerektirmez. Çalışacağız, çalışacağız, çalışacağız. Ama giderayak siyasi çıkarlarını partinin çıkarlarından önde tutanlara bir çift sözüm var. Bu partiden artık elinizi çekin. Burası bir hanedanlık, burası bir koltuk partisi burası bir çiftlik değil.

Burası MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ.

40 yıldır var ve ülkesini seven ülkücülerle nice 40 yıllar boyunca var olacak. Makamlarda oturanların geçici, asıl makamın Milliyetçi Türkiye yani bizlerin olduğu unutulmamalıdır.

Yüreği ülkü ile atan değerli dostlar; Milliyetçi Hareketin bir mensubu olarak bizlere düşen bütün bel altı siyasetinin dışında 12 Haziran akşamı TEK BAŞINA İKTİDAR İÇİN bugünden tezi yok Çalışmak, çalışmak, çalışmaktır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere söylediği gibi “Muhtaç Olduğumuz Kudret Damarlarımızdaki Asil Kanda Mevcuttur.”

Saygılarımla…