MHP, kir tutmayan bir ırmaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi, siyasette varlığını sürdürebilme telaşı içindeki tükenmişlerin kurduğu, ahlaksızca tuzakların hedefi haline gelmiştir.

Bunun nedeni, çok açık ve ortadadır. Küresel projelere karşı tüm varlığı ile topyekûn mücadeleye giren Ülkücü Hareket, ülkemizi teslim etmemek için yeni bir kurtuluş savaşı ve milli mücadelenin başladığının bilinciyle yoluna devam etmektedir.

Ülkemizdeki işbirlikçilerin yoldaşları, küresel güçlerdir. Emellerinden vazgeçmeyen bu güçler, I. Dünya Savaşından bu yana “Türk yurdunu ele geçirme ve köleleştirme “ stratejilerini sürdürmüşlerdir. Türk varlığını saldırarak yok edemeyeceklerini görenler, içimizden çıkan basiretsiz siyasetçileri ele geçirerek emir eri bir iktidarı işbaşına getirmek için medya, sivil toplum ve sermayedarları kontrol altına almışlardır. Türk Milletinin başına bela olan iktidar ile küresel sermaye ekonomiyi kontrol altına almış ve iktidar yakınlarını da zenginleştirmiştir. İhanetlerini yasalarla örtmeye çalışanlar, her türlü istismarı iktidar kalabilmek için mübah görmektedirler.

Siyasette temizlik ve ahlak anlayışının gerekliliği, tüm toplumlar için vazgeçilmezdir. Siyasete özel hayatın karıştırılması ve belden aşağı tuzaklar kurulması, AKP dönemindeki siyasi kirliliğin ifadesidir. MHP’nin bu kirliliğin içine çekilmesi teşebbüsleri de sonuçsuz kalacaktır. Çünkü MHP ve Ülkücüler, içinde kirliliği barındırmayacak ve üstüne yapıştırılmak istenen lekeleri tutmayacak temizlikte kutlu bir davanın temsilcisidir. “TEMİZ TOPLUM, TEMİZ SİYASET” anlayışının yegâne temsilcisi olan, Türk-İslam terbiyesi ile yoluna devam eden MHP, “Önce ülkem, sonra partim, sonra ben” ilkesinden uzaklaşan nefislere de taviz vermeden inandığı değerlerle var olmaya devam edecektir.

Ülkücüler, nefsani zaaflara kapılmamalı ve kendilerine kurulan hain tuzaklara düşmemelidir. Tuzak siyasetini Türkiye ile tanıştıranlara malzeme olmamak, her feraset sahibi insanımızın öncelikli duruşu olmalıdır. Bu bilinçle hareket etmeyenlerin siyasette varlığını sürdürme şansı kalmayacağı gibi, hareket şahsi zaaflardan dolayı kendisine bulaşacak lekeye de asla izin vermez. MHP ve Ülkücü hareketin, üstlendiği misyon ve savunduğu değerler çerçevesinde, kurulmuş olan tuzakların muhatabı olmaya bile tahammülü yoktur. Bu ülkenin geleceği adına siyaset yapanların kendini yaşama lüksü de olamaz. Siyasette yer almanın diyeti de budur.

Memleketimiz ve milletimiz için küresel tuzaklar kuran güçlerin, dik duran Türk Milliyetçilerine de şerefsizce tuzaklar kurup beklediğinin bilinciyle ve uyanıklıkla hareket etmek elzemdir.

Ülkücü hareket gibi siyasi ve ideolojik bir yapının içinde yer alan değerleri koruyamayan, bu konuda zaaf gösteren herkes, gereken cezayı dünya ve ahirette mutlaka çekecektir. Her yanlışın ödenecek bir bedeli vardır. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, temizlik ve dürüstlük örneği bir lider olarak tavrını koymuş ve çıbanı kesip atmıştır. Yakışanı yapmıştır.

12 Haziran seçimlerinin milletimiz ve yurdumuz için bir kader anı olduğunu bilen her Ülkücü, samimi ve temiz duruşunu sürdürmeli, kendisinden endişe duyanlar var ise, bir an evvel bu kervandan ayrılmalıdır. Hareketin kirliliğe tahammülü yoktur. “Bir nokta kadar kir, bu milletin geleceğine mal olabilir” anlayışı ile dürüstlük ve güzel ahlak ölçüsü korunmalı, güçlendirilmelidir.

MHP, COŞKUN AKAN BİR IRMAKTIR; ASLA KİR TUTMAZ!

Temizliğini de, temiz lideriyle korur vesselam…

Yorum bırakın